Gebeliğin hiç oluşmaması ya da daha önce bebek sahibi olunmasına rağmen başka bir gebeliğin oluşmaması durumu, kısırlık yani olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde eşlerde yaklaşık %15 oranında görülen kısırlığın nedenleri kadına, erkeğe veya hem kadın hem de erkekten kaynaklı olarak karşılaşılmaktadır. Erkek ve kadında kısırlık görülme oranı birbirine yakın değerdedir. Yaş, kısırlık hususunda önemli bir etkendir. Ergenlik ardından kadın ve erkekler doğurgan hale gelirler. Yaşa bağlı rastlanan kısırlık günümüzde giderek daha da yaygınlaşmaktadır.
Kısırlığa sebep olan pek çok faktör vardır. Bu faktörlerin bazıları kadın ve erkekte ortak, bazıları ise farklılık gösterebilmektedir. Kısırlığa etki eden en önemli faktörlerden yaş faktörü hem erkeklerde hem kadınlarda görülen kısırlık hususunda ortak bir noktadır. Sadece yaş faktörü erkeklere oranla kadınlarda daha dominanttır.
Bebek sahibi olma yönünde çiftlerin aile olma umutlarına olumsuz etki eden pek çok husus vardır. Yaş faktörü de bunlardan birisidir. Asıl konumuz “kadın ve erkek yaşı ile kısırlık arasındaki ilişki” durumunu daha detaylı bir şekilde öğrenebilmek adına yazımızın devamını okumanızı tavsiye ederiz.
Kadınlarda en uygun doğurganlık yaşı, 20 ila 30’lu yaş aralığıdır. Yaş ilerlemesi hususu doğurganlık için tümüyle bir engel teşkil etmese de gebelik şansını azalmakta ve kısırlık vakasının oluşumuna etki etmektedir. Hatta gerçekleşen gebeliklerin düşük ile sonuçlanabilmesi olasılığı da ilerleyen yaş sebebi ile artabilir. Yardımcı üreme yöntemleri ile gebeliğin gerçekleşme şansı da yine yaşın ilerlemesinden kaynaklı olarak düşebilir.
Kısırlık vakasında hem erkek hem de kadınlarda etki eden yaş faktörünün kısırlık vakasına sebebiyet veren hangi durumları erkek ve kadınlarda etkilediğini şu şekilde özetleyebiliriz.
Kadınlarda yaşın ilerlemesi ile birlikte yumurtalık kalitesi düşer. Yumurta kalitesinin yaş ilerlemesine bağlı olarak olumsuz etkilenmesi neticesinde de sperm ve yumurtanın fertilizasyon şansı azalır.
Kısırlığın en önemli sebeplerinden biri yumurtalıkların yaşlanmasıdır. Kadınlar yumurtalıklarında yaklaşık olarak 400.000 adet yumurta bulunarak doğar. Doğumdan ardından yumurta üretiminin devamı olmaz ve ilerleyen yaşa bağlı da yumurtalarda azalmalar görülür.
Kısırlığın diğer önemli sebeplerinden biri de fertilizasyon becerisindeki azalmadır. Yaşın ilerlemesi ile birlikte sperm ve yumurtanın fertilizasyon becerisi düşer. Fertilizasyon gerçekleştiği takdirde de sağlıklı embriyoların oluşma olasılığında azalma olur. Gebelikte düşük ile sonlanma riski de artabilir.
Kısırlığın bir başka sebeplerinden biri de yumurtanın tutunma rezervi hususudur. İlerleyen yaştan kaynaklı olarak rahim içi tabakasının döllenmiş yumurtayı tutma becerisinde azalma meydana gelebilmektedir.
Çikolata kisti, yaş ilerlemesi ile karnın içinde kanama ve bununla birlikte kısırlığa sebebiyet vermektedir. Miyom oluşumları da aynı şekilde kısırlığın nedeni olabilmektedir.
Yaş ilerlemesi ile birlikte bazı kadınlarda doğurganlığı olumsuz yönde etkileyecek üreme sistemi ile ilgili sorunlar oluşabilir. Bu sorunlara; dış gebelik, çikolata kisti, tüplerin tıkanmasına sebep olan iltihaplı sağlık sorunları, cerrahi girişimler dahil edilebilir.
35 yaş ardından düzenli seksüel ilişkiye karşın gebeliğin gerçekleşmediği kadınlar, kesinlikle bir doktora ve doktorun önerisine bağlı olarak da kısırlık tedavisinden destek almalıdır.
Gebe kaldığında ortaya çıkabilecek muhtemel sağlık sorunları araştırılmalıdır.
Genetik hastalığa sahip bebek doğum oranları ileri yaş grubu anne adaylarında biraz daha yüksektir. Genetik taşıyıcılık testine böyle bir ihtimal söz konusu olunca başvurulabilir.
Kısırlık hususunda erkeğin yaşı, kadının yaşı kadar önem teşkil etmemektedir. Ancak bir takım durumlarda yaş ilerlemesine bağlı bazı risklerden bahsedilebilir. Genel olarak 40 ila 45 yaş ardından erkeklerde sperm hareketliliği, hacmi ve morfolojik özellikleri azalır.
Yaşın ilerlemesi ile sperm bozulmaları söz hususu olsa da kadınlardaki kadar erkeği etkilememektedir. Erkek sperm hücresinin kalitesi yaş ilerlemesine bağlı olarak etkilenmekte ve düşme görülmektedir.
Erkeklerde yaş ilerlemesine bağlı olarak sperm üretimi sırasında mutasyon tehlikesinde artış görülmektedir. Bundan kaynaklı olarak da düşükle sonuçlanan gebelikler ve bebekte bir takım hastalıkların oluşma ihtimali söz konusu olmaktadır. Bebeğe yalnızca tek bir hatalı gen faktörü ile geçen otomozal dominant hastalıklara (akondroplazi, nörofibromatozis, Marfan sendromu ve osteogenezis imperfekta) erkeğin yaş faktörü sebep olmaktadır.
İleri yaşlarda baba olan erkeklerin bebeklerinde; şizofreni, bipolar bozukluk, otizm, dikkat dağınıklığı, algılama yetersizliği ve kognitif fonksiyonlarda bozukluk gibi sağlık sorunları görülebilmektedir.
İleri yaşlardaki baba adaylarında gebelik düşükle sonuçlanabilmektedir.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod