Kısırlık (infertilite) nedir?
Kısırlık günümüz hastalıkları arasında yer alan oldukça komplike bir kavramdır. Özellikle değişen hayat şartları ile birlikte kadın ve erkeğin risk faktörleri artış gösterirken, yaşam tarzı kapsamında beslenme alışkanlıkları, çalışma alanları, genetik hastalıklar, geçirilmiş hastalıklar ve genel olarak çevresel faktörler sonucunda ortaya çıkmaktadır.
İnfertilite ( kısırlık ), çiftlerin bir yıl boyunca düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkide bulunmasına rağmen, gebeliği elde edememesi şeklinde ifade edilmektedir. Bu doğrultuda kısırlığın belirti gösteren bir hastalık olmadığı, bazı faktörler sonucunda meydana gelen patolojilerin neden olduğu bir sorun olarak ortaya çıktığını belirtilebilir. Bu nedenle yeni evlenen çiftlerin kısırlık belirtilerinden söz etmesi bu tanım için uygun değildir. Çiftlerin en az bir yıl boyunca cinsel ilişkide bulunması halinde gebelik elde edilemiyor ise, gerekli incelemeler için doktora başvurması gerekir.
Kısırlık toplumuzda kadın ve erkekte görülebilen tarafsız bir sorundur. Ülkemizde erkeklerin %30-40’ında kadınların ise %40-50’sinde infertilite görülmektedir. Ancak bazı çiftlerin her ikisinde de görülürken, %10-15’lik kısımda da açıklanamaya infertilite durumu saptanmaktadır. Kısırlık teşhisi kimden kaynakladığının ve kısırlığa neden olan faktörlerin belirlenmesi ile tedavi şeklini belirlemektedir. Tedavilerde kısırlığa neden olan patolojilerin tedavisinin gerçekleşmesi ile başarı sağlanırken, bazı durumlarda tüp bebek tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır.
Kısırlık belirtileri nelerdir?
Kısırlık tek başına gelişim gösteren bir hastalık değildir. Kısırlığa neden olan patolojilerin göstermiş olduğu bazı belirtiler doğrultusunda teşhis edilebilir. Örneğin kadın kısırlığı nedenleri arasında en sık karşılaşılan durum, yumurtlama düzensizliğidir. Düzensiz adet kanamaları şeklinde ipucu vermektedir. Ayrıca polikistik over sendromu halinde obezite, erkeksi tüylenme gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Kısırlık nedenleri arasındaki diğer patoloji ise, süt hormonun normalden daha yüksek olmasıdır. Bu durum hiperprolaktinemi olarak ifade edilir. Göğüslerden süt şeklinde sıvı gelmesi halinde kısırlığa neden olan bu hastalığın belirtisi ortaya çıkmaktadır. Bir diğer etken ise, endometirozisin neden olduğu adet dönemlerinin sancılı geçmesi, kronik kasık ağrısı ve düzensiz adet kanaması şeklinde belirti vermektedir.
Kadınların hangi durumlarda kısırlık tedavisine başvurulması gerekir?
İnfertilite kadın ve erkeğe ait üreme sistemi üzerindeki patolojilerden kaynaklanan, hamile kalamama durumudur. Fakat kadınların doğurganlığı üzerindeki en önemli faktör yumurta rezervleridir ve ilerleyen yaş ile birlikte tükenmektedir. Bu nedenle 35 yaş ve üzeri kadınların kısırlık tedavisine başvurması için en fazla 6 ay beklemesi yeterli olacaktır. 40 yaşın üzerindeki kadınların başarısı büyük oranda düştüğü için, en fazla 3 aylık bekleme süresinde sonra başvurması önerilmektedir. Kısacası kısırlık birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkarken, özellikle kadının yumurta fonksiyonları birinci sırada yer almaktadır. Bu nedenle yumurta rezervlerinin etkileyebilecek durumların yaşanması halinde, vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurulması gerekir. Kadınların doğurganlığını etkileyen kısırlık nedenleri aşağıdaki gibi olmaktadır:
Adet düzensizliği
Çikolata kisti vakası
Hormon bozukluğu
Karın bölgesi ile ilgili yapılan cerrahi operasyonlar
Jinekolojik muayenelerde yumurtalıklarda enfeksiyonun gözlenmesi
Daha önceki gebeliklerde dış gebelik öyküsü
Cinsel yolla bulaşan hastalığın geçirilmesi ve devam etmesi
Yakın aile bireylerinde infertilite hikayesi bulunan kadınların vakit kaybetmeden tedaviye başvurması gerekmektedir.
Erkeklerin kısırlık tedavisine başvurması gereken durumlar nelerdir?
Erkek kısırlığı sorunun %30’luk dilimini oluşturmaktadır. Kadınların yumurta rezervleri gebelik için aranan ilk kıstas olmasına rağmen, erkeğin de spermlerinin yumurtayı dölleyebilecek belli bir kabiliyete sahip olması gerekir. Erkek kısırlığına neden olan patolojilerin spermler üzerindeki etkisi; sperm sayısının yetersiz, hareketsiz ve yapısal olarak şekil bozukluğuna uğramasıdır. Bu durum hormonal bozukluk, genetik hastalık ve çevresel faktörler nedeni ile yaşanmaktadır. Ayrıca cinsel işlev bozukluğu olarak adlandırılan retrograd ejekulasyon ( geriye doğru boşalma ) ve hipospaidas ( sertleşememe ) gibi problemler de, kısırlık nedenleri arasında yer almaktadır. Erkeklerin kısırlık tedavisi için başvurması gereken durumlar aşağıdaki gibi olmaktadır;
Testis kanseri ve testis travması
Hormon bozukluğu
Aşırı sigara ve alkol tüketimi
Cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü
Yakın aile bireylerinde kısırlık hikâyesi
Genital organlara cerrahi müdahale
Kalıtımsal hastalık gibi kısırlığı gündeme getiren durumlarda vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurulması önerilmektedir.
İnfertilite tedavilerinde başvurulan yöntemler nelerdir?
Kısırlık önceki yıllarda tedavisi olmayan ve çiftleri umutsuzluğa sürükleyen bir sorun olarak adlandırılmaktaydı. Ancak günümüzün gelişen teknolojisi ile birlikte uygulanan tüp bebek tedavi yöntemleri sayesinde bu durum sorun olmaktan çıkmaktadır. Kısırlık nedenleri ile birlikte oldukça geniş bir patoloji topluluğudur. Bu nedenle tedaviden önce sorunun kaynağının detaylı bir şekilde araştırılması ve kişiye uygun tedavi adımının belirlenmesi gerekir. Kısırlığın nedenlerine bağlı olarak uygulanan tedavi yöntemleri her geçen gün artış gösterirken, başarı oranı oldukça yüksek tedavi yöntemleri aşağıdaki gibi olmaktadır:
Yumurtalamayı arttırıcı tedavi ( ovulasyon indüksiyonu )
Erkekten alınan sperm hücrelerinin rahim içine enjekte edilmesi ( Aşılama, inseminasyon )
Kısırlığa neden olan patolojilerin giderilmesi ( kist, miyom vb. )
Yardımcı üreme yöntemleri: Tüp bebek ( IVF) ve Mikroenjeksiyon ( ICSI )
Bu tedavileri çiftlerin kısırlık nedeni bağlı olarak uygulanmaktadır.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod